Gün geçmiyor ki çocuklarımızla ilgili; bizde infial uyandıran, kaygılandıran yeni cinsel istismar ve ölüm haberleri gelmesin. Her geçen gün yeni taciz – istismar haberleriyle sarsılıyoruz. Ne oluyor? Çocuk istismarı, çocuk istismarları artıyor mu? Anne babalar tedirgin ve kaygılı. Çocukları üzerinde daha kontrollü ve paranoyak bir yapı geliştirir olduk…
İstismar ve taciz artıyor mu ?
Bu konuda Türkiye’de yapılmış bir araştırma yok. Çünkü, aileler bu olayları gizleme eğiliminde. Devletin de dişe dokunur bir çalışması görünmüyor. Dolayısıyla arttığına dair elimizde bilimsel bir veri yok.
Fakat, basının, sosyal medyanın bu konuya dikkat çekmesiyle FARKINDALIK arttı. Algıda seçicilikle bu tür haberlere daha çok yer verildi. Bir taraftan da, bu konu üzerinden siyasi hesaplaşmalar ve seviyesiz tartışmalar başladı. Her şerde bir hayır vardır. Bu vesileyle yavrularımız için bilinçlenme ve onları istismarlardan korumak için eğitimler, uyarılar arttı.
Yurt dışında yapılan bazı çalışmalarda aşağıda ki veriler saptanmış:
-“Çocuk İstismarlarının ancak % 5-10 arası adliyeye ve kamuoyuna yansıyabiliyor. Aileler bu konuyu gizliyor.
– “Dünyadaki çeşitli araştırmalarda istismar oranı, değişik araştırmalarda %10 ila 40 arasında çıkıyor.
– “İstismarların %20’si aile içi (ensest) vakaları
– İstismarcıların %96’sı erkek
– İstismarcıların % 80’i çocuklar tarafından bilinen ,tanınan insanlardan oluşuyor.
– “İstismara maruz kalan her üç kız çocuğuna karşılık, bir erkek çocuğu istismar ediliyor. Bazı araştırmalarda ise, on kıza karşı bir erkek çocuk istismar ediliyor.
– İstismara maruz kalan çocukların yaş aralıkları ve yüzdeleri ise şöyle:
0-3 yaş arası % 10
4-7 yaş arası % 30
8-11 yaş arası % 25
12 yaş ve üstü çocuklar ise % 35
İstismara maruz kalan çocukların düşük sosyo- ekonomik çevrelerde daha fazla olduğu saptanmış. Diğer tespitler de şöyle:
– parçalanmış ve ilgisiz aileler
– kalabalık aile ortamları
– Genç yaşta anne çocuğu olmak
– Ailede alkol madde kullanımının varlığı
– Çocuğun engelli olması
– Anne ya da babadan birinin vefatı
– Üvey anne baba
– Ailede fiziksel ve ruhsal hastalık varlığı ve
– Aile içi çatışmaların yoğunluğu da cinsel istismar için risk faktörleri olarak sıralanmaktadır
(Not: Bu veriler 2016 da ki bir psikiyatri kongresinden alınmıştır.)
Bu olayların nedenleri, niçinleri ve alınacak önlemler konusunda ciddi çalışmalar yapılmalıdır. Konu,”seviyesiz siyasî “ kısır ve bencil çekişmelere kurban edilmemelidir. İstismar edilen çocukların, bu ağır travmayla yaşamlarının nasıl alt üst olduğuna bizler şahidiz. Allah kimseye yaşatmasın bu travmayı. Siyasiler bu konuyu araştırma, verileri toplama ve bilimsel bir data oluşturma konusunu uzmanlara bırakıp, onlara her türlü desteği vermeliler. Gerekli tüm yasaları çıkarmanın yanında; Yetkilendirilen uzmanların da ;bilimsel araştırmayla, gerçek istismar oranlarını, çocukların yaş ve cinsiyetlerini, sosyo- kültürel –psikolojik özelliklerini, aile yapılarını ortaya çıkarmalıdır. Diğer taraftan istismarı yapan kişilerin profilleri çıkarılmalıdır. Kimdir bunlar? Kaç yaşlarındalar? Cinsiyetleri nedir? Fiziksel ve ruhsal bir bozuklukları var mıdır? İstismarcıların aile yapısı nasıldır? Kendileri de geçmişte bir istismara maruz kalmışlar mı? Gerek istismara uğrayan gerek se istismarı yapanlarla ilgili bu veriler bize çok şey kazandıracaktır. Neler mi? Hangi çocukların riskli gruba girdiği, hangi şahısların istismar potansiyeli taşıdığı saptanabilecektir. Böylelikle bu risklerin azaltılması için tedbirler alınabilecektir. Ayrıca yaşanan bu ağır travma sonucu ; gerek çocukta gerekse ailesinde oluşan ruhsal, biyolojik ,sosyal, ekonomik kayıpların bilançosu çıkarmalıdır. Bu sonuçlara göre, ne yapılması gerektiği daha net ve bilimsel olarak ortaya çıkar.
İstismar ve tacizlerden sonra yükselen HADIM ve İDAM sesleri duygularımızı tatmin edebilir. Kızgınlık ve öfkemizi dindirebilir. Ama bu olaylar bitmez! İstismarcının beynini “hadım” etmedikten sonra ,istismar için başka yöntemler bulacaktır. İdam da tek çözüm değildir. Çünkü, dünyanın çoğu yerinde; idama konu olan suçlarda, idam cezasıyla bir azalma olmamıştır. Bir çok yargı mensupları bunu dile getirmektedir.
Binaenaleyh, bu konu çok ciddi ve acil çözüm beklemektedir. Hiçbir zaman ne çocuk istismarları TAM önlenebilir ne de kadına şiddet. Ancak ciddi olarak AZALTILABİLİR. Çünkü, ne tedbir alırsanız alın ne yasa çıkarırsanız çıkarın, risk faktörlerini azaltmadığınız takdirde bu olaylar aynı hızda devam edecektir.
Ana okullarından başlayarak, eğitimin tüm kademelerinde; çocukların gelişim ve algı seviyesine göre eğitilmesi elzemdir. Bedenlerinin kendi “özel mülkü” olduğu ve izinleri olmadan hiçbir kimsenin dokunamayacağı bilinci aşılanmalıdır. Hangi davranışların cinsel istismar manası taşıyacağı çocuklara öğretilmelidir. Kendini koruyamayacak çocuklarımızı her ortamda, paranoyakça değil ,ama dikkatlice ilgi alanımızda tutmalıyız.
Dr. Nihat Kaya
Psikiyatr
Cok guzel yazmissiniz hocam. Ailelere en onemli is dusuyor, cocuga haklarini soylemek kucuk yasdan itibaren. Anlamasini saglayacak sekilde. Ve devletimiz…maalesef hicbirsey yapmiyor. Kimyasal hadim yeterli degil zira eziyetde yapabilir. Idam kusku olusturmuyorss suc uzerinde evet hocam bence sart.